Allianz Grup 2009 Yılı Finansal Sonuçlarını Açıkladı
Allianz Grup 2009 Yılı Finansal Sonuçlarını Açıkladı
Allianz Grubu 2009 yılına ait finansal rakamlarını açıkladı. Küresel ekonominin zorlayıcı şartlarına karşın, ilk veriler Allianz’ın 2009 yılında başarılı bir sonuç elde ettiğini gösteriyor. Şirketin cirosu %5.2 artarak toplam 97.4 milyar euroya yükseldi, faaliyet karı 7.2 milyar euro oldu, net gelir %13 artarak 4.7 milyar euroya çıktı ve sermaye yeterlilik oranı bir önceki yıla kıyasla %7 oranında artarak 164 seviyesine ulaştı.
Bu arada, 2009 yılının sonunda Allianz’ın özsermayesi %19 artarak 40.2 milyar euroya yükseldi. Allianz Yönetim Kurulu, Allianz SE Denetim Kurulu’na geçen yıl 3.50 euro olan hisse başı fiyatının %17 oranında bir artış ile 4.10 euroya çıkması için kar payı teklifinde bulunacak.
25 Şubat tarihinde Münih’te yer alan Finansal Basın Konferansı’nda, Allianz SE CEO’su Michael Diekmann finansal sonuçlar ve kar payı teklifinin yanı sıra, küresel ekonomik krizin fırsata dönüştürülmesi ve ayrıca piyasaların ve Allianz’ın geleceği hakkında görüşlerini bildirdi.
Konuşmasının başında Michael Diekmann finansal krizin hiç şüphesiz Allianz Grubu sonuçlarını etkilediğini belirtti. Diekmann “Ancak, her bir çeyrekte giderek daha olumlu sonuçlar elde ettik, sermaye yapımız her zaman sağlam durmuştur. İşte, tam olarak bu güvenilirlik müşterilerimiz ve diğer tüm paydaşlarımız tarafından büyük ölçüde önemseniyor” dedi.
Elementer sigortası, hayat sigortası ve varlık yönetimi branşlarının genel sonuca olumlu katkıları oldu. Özellikle hayat sigortası ve varlık yönetimi alanlarındaki gelişmelerin olumlu sonuçlarını gördük.
Elementer sigortası bileşik rasyoda yılın ikinci yarısında iyileşme göstererek %97.4 oranına ulaştı. Faaliyet karı 2008 yılındaki 5.6 milyar euro seviyesinden ( oranında bir düşüş ile 4.1 milyar euro oldu. Allianz SE Yönetim Kurulu üyesi, Oliver Baete, “2009 yılının ilk çeyreğinde sıra dışı zorluklar yaşadık. Ancak yılın son iki çeyreğinde faaliyet karında gördüğümüz olumlu trendin ardından elementer branşında 2010 yılında yapılacak iyileştirmeler için iyi bir konumda olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Michael Diekmann Allianz Grubunun 2009 yılında da seçici underwriting politikasını sürdürdüğünü belirtti. “Aşırı rekabetin olduğu segmentlerde pazar payımızı artırmaya çalışmadık, müşterilerimiz ve hissedarlarımızın çıkarları doğrultusunda, bunu gelecekte de yapmayacağız” dedi Diekmann ve ekledi “2010 yılı için Allianz’ın en önemli yönetim önceliklerinden biri bileşik rasyoda daha fazla düşüşü sağlamaya devam etmek”
Hayat sigortaları da 2009 yılında yukarı doğru bir eğilim gösterdi. 2009 yılı için faaliyet karı 2008 yılında varılan 1.2 milyar euro seviyesinin iki katından da fazla bir artış ile 2.8 milyar euroya çıkarak, 2007 yılındaki rekor seviyesine ulaştı.
Hayat ve sağlık sigortaları prim geliri 2009 yılında %11 oranında artışla 50.8 milyar euroya ulaştı ve en tepe noktasını gördü. Diekmann “Yaşlanan küresel nüfus ve gerekli olan şartlarla yeterince donanmamış sosyal sistemlere baktığımızda, hayat sigortasının şirketimiz için uzun vadede bir büyüme sahası olmaya devam edeceğini söyleyebilirim.” diye konuştu.
Baete ise müşterilerin Allianz ürünlerine gün geçtikçe daha yoğun bir ilgi gösterdiklerini ve neticesinde Hayat ve Sağlık sigortalarında olağanüstü bir büyüme kaydettiklerini söyledi. “İstikrarsız bir pazar ortamında, hayat sigortası müşterileri güven arıyorlar ve güvenebilecekleri şirketlerle çalışmak istiyorlar” dedi.
Allianz, varlık yönetimi alanında Michael Diekmann’ın da ifade ettiği gibi “üstün bir performans” gösterdi. Üçüncü şahıs varlık yönetimi %30 oranında yükselerek 926 milyar euroya çıktı ve faaliyet karı %50 oranında büyüyerek rekor 1.4 milyar seviyesine ulaştı.
Diekmann’ın Krizi Fırsata Dönüştürme ile İlgili Görüşü
Finansal basın konferansında yaptığı konuşmasında, Michael Diekmann önümüzdeki zamanlarda ekonomik büyümenin sınırlı olacağı, piyasadaki tüm şirketlerin riskten daha çok kaçınacağı ve daha sıkı yönetmelikler olacağı görüşünde olduğunu belirtti. Müşterilerin bir şirkete olan güvenlerini doğrulayan, kanıtlanabilir gerçekler görmek istediklerinin altını çizdi. Diekmann “Müşteriler kalite ve istikrara dayalı sonuçlar veren finansal ürün ve hizmet sağlayıcıları arayışı içindeler ve finansal hizmet sağlayıcıları buna ayak uydurmalıdır. Faaliyet gösterdiğimiz tüm pazarlarda istikrar garantisi olan ürünler sağlıyoruz.” dedi.
Allianz SE CEO’su Michael Diekmann ayrıca kriz ile kuvvetlenen bir başka tüketici trendinin finansal hizmetlerde daha fazla şeffaflık talebi olduğunu belirtti. “Bizim için, şeffaflık, ürünlerimizin ve önerilerimizin her ikisinin anlaşılırlığı demektir.” diye konuştu.
Diekmann müşterilerin kendi finansal meselelerinin yönetimi konusunda geçmişe nazaran çok daha fazla sorumluluk almak istediklerini ve artık mali işlerini tamamen danışmanların ellerine bırakmak istemediklerini anlattı. Bu sebeple müşterilere temel ve anlaşılır bilgi sağlamak adına Allianz?ın bazı girişimlerde bulunduğunu ve finansal kriz süresi boyunca kamu ile daha fazla iletişim kurmak için çok çalıştığının altını çizdi. “İnternette yayınlanan DAX 30 şirketleri üzerine yapılan bir analiz sonucunda “Kriz anlarında iletişime hazır olma” ve “Şeffaflık” alanlarında sıralamanın en üstünde yer aldık” dedi Diekmann.
Müşterilere yönelik olarak, Diekmann, dünya genelindeki satış kanallarına 200 milyon euro yatırım yaptıklarını, bunun 100 milyon eurosunun Batı ve Doğu Avrupa’ya yöneltildiğini bildirdi. Şirket dünya genelindeki temsilcilerini %10 oranında arttırdı.
Diekmann “Aracılarımız müşterilerimiz için daha fazla vakit ayırabilmeli ve bu bağlamda onların idari yüklerini azaltacak yapılar oluşturmak adına destek veriyoruz. Bu faaliyetleri kolaylaştırmak, müşterilerin yararına destek ve danışmanlık hizmeti sağlama konusunda daha fazla vakit ayırmak demektir.” dedi.
“Allianz’da, biz sadece kaliteyi sağlamıyor, kaliteyi devamlı geliştirmek adına gözden geçiriyoruz. Bunu başarabilmek için acentelerimiz ve çalışanlarımız danışmanlık hizmetimizden, hasar sürecimizden ve onların ihtiyaçlarına cevap verme sürecindeki yaklaşımımızdan memnun olup olmadıklarını soruyorlar. Bu yıllık kalite değerlendirmesinin sonuçları Müşteri Tavsiye Anketine (NPS) işaretleniyor. Bu anket müşteri memnuniyetini, bizi başkalarına tavsiye etme gönüllülüğü bazında ölçüyor. Anketlerimizin sonuçları hizmetlerimizi belirgin bir şekilde müşterilerin açısından iyileştirmemize yardımcı oluyor. Bir önceki yıla kıyasla arama hacmini 2009 yılında hemen hemen iki katına çıkardık. Dünya çapında yaptığımız NPS aramalarında müşteri memnuniyetini sorguladık. Müşteri anketlerinin yanı sıra, danışmanlık kalitesini ölçmek için Almanya, Fransa, Avusturya ve Doğu Avrupa ülkelerinde test alıcıları kullandık. Elde ettiğimiz sonuçları müşterilerimize verdiğimiz tavsiyeler konusunda potansiyel iyileştirmeleri belirlemek için kullanıyoruz.” diye konuştu Diekmann.
Diekmann’ın konuşmasında değindiği bir başka konu ise Allianz’ın bir işveren olarak çekiciliği hususu oldu: “Allianz’ın kriz boyunca göstermiş olduğu istikrar ve güvenilirlik işveren çekiciliği olarak ünümüze ün kattı. Yönetici çalışan anketimiz dünya genelindeki 5,000′den fazla yöneticimizin %84′ünün şirketleri ile gurur duyduklarını ortaya koydu. Gurur faktörü 2008 yılında zaten %82 oranında yüksek bir başarı göstermişti ve şimdi bu oran %2 oranında bir artış daha gösterdi.”
Şirketin geleceği konusunda, Michael Diekmann 2009 yılı sonuçlarına dayanarak Allianz’ın 2010 yılı için iyi bir şekilde hazırlanmış olduğunun altını çizdi. Diekmann, “Çevrelediğimiz ortam bize hali hazırda bulunan güçlü yönlerimizi kullanabilmemiz için ekstra fırsatları önümüze sunuyor. 2008 ve 2009 yılları sonuçları iş modelimizin temellerinin sağlam olduğunu teyit etmiştir. Pazarda oluşan herhangi bir değişiklik ile baş edebiliriz ve müşterilerimiz için öngörülemez olayların finansal etkilerini hafifletme gücüne sahibiz. Allianz topluluğunun kriz ile baş ederken bir durumu eski iyi haline getirme konusunda yüksek bir itibarı vardır. Gerçekten de bu bağlamda itibarımız bugün finansal kriz öncesine göre çok daha fazla artmış durumda.
Bencil aksiyonlar ve göz boyayan sonuçlar hiç bir zaman bizim tarzımız olmamıştır. Kamuoyu tartışmaları, büyüme ve kazanç arasında eşit bir denge kurmaya odaklanan şirketlerin oluşturdukları ve toplum tarafından arzu edilen değerleri önemsiz hale getirmemelidir.” diye konuştu.